Kiracının Hakları TBK 6098
.
Table of Contents
Kiracının hakları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) ile düzenlenmiştir. TBK’nın ilgili maddeleri, kiracı ve kiraya veren arasındaki ilişkiyi belirler ve her iki tarafın da hak ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde açıklar. Bu makalede, Türkiye’de kiracıların sahip olduğu temel haklar ve bu hakların nasıl korunabileceği incelenecektir.
Kiracının Hakları Temel Unsurları
1. Konut Dokunulmazlığı
Kiracının en temel haklarından biri, kiralanan mülkün konut dokunulmazlığıdır. Kiraya veren, kiracının izni olmadan kiralanan mülke giremez. Bu hak, TBK’nın 316. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Kiraya verenin mülkü denetleme hakkı ise ancak belirli şartlar altında mümkündür ve bu durumda dahi önceden haber vermesi gerekmektedir.
2. Kira Bedelinin Belirlenmesi
TBK’ya göre kira bedeli, tarafların serbest iradeleri ile belirlenir. Ancak, kira bedelinin belirlenmesinde fahiş artışların önüne geçilmesi amacıyla bazı sınırlamalar getirilmiştir. Örneğin, kiraya veren, kira bedelini her yıl Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında arttırabilir. Bu oranı aşan artışlar geçersiz sayılır.
3. Kira Sözleşmesinin Sona Erdirilmesi
Kiracının, belirli şartlar altında kira sözleşmesini sona erdirme hakkı vardır. Kiracı, süresiz kira sözleşmelerinde, TBK’nın 347. maddesi uyarınca üç aylık bildirim süresiyle sözleşmeyi feshedebilir. Belirli süreli sözleşmelerde ise kiracı, sözleşme süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunarak sözleşmeyi sona erdirebilir.
4. Kiralananın Kullanımının Engellenmesi
Kiracının, kiralanan mülkü amacına uygun olarak kullanma hakkı bulunmaktadır. Kiraya veren, kiracının bu hakkını engelleyemez. Kiracının, kiralanan mülkü kullanmasının engellenmesi durumunda, kiracı kira bedelinde indirim talep edebilir veya sözleşmeyi feshedebilir.
5. Kiralanan Mülkte Yapılan Değişiklikler
Kiracı, kiralanan mülk üzerinde, kiraya verenin yazılı izni olmadan değişiklik yapamaz. Ancak, kiraya verenin izniyle yapılan değişiklikler kiracının haklarını korur ve kiraya veren, bu değişiklikler için kiracıdan ek bir ödeme talep edemez.
6. Kiraya Verene Karşı Talepler
Kiracı, kiralanan mülkte yapılan bakım ve onarım masrafları için kiraya verenden talepte bulunabilir. Kiraya veren, kiralanan mülkün kullanıma uygun durumda olmasını sağlamakla yükümlüdür. Kiracının, kiraya verene karşı bakım ve onarım taleplerini TBK’nın ilgili maddeleri uyarınca yapması mümkündür.
Sonuç
Türkiye’de kiracının hakları, Türk Borçlar Kanunu ile kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Kiracıların bu haklarını bilmeleri ve gerektiğinde hukuki yollara başvurmaları önem arz etmektedir. Kiracılar, kiraya verenle yaşadıkları uyuşmazlıklarda hukuki danışmanlık alarak haklarını koruyabilirler. Bu makalede, kiracıların sahip olduğu temel haklar genel hatlarıyla ele alınmış olup, her bir hakka dair daha detaylı bilgi için TBK’nın ilgili maddelerine başvurulması tavsiye edilir.
Kiracının Hakları Hakkında az bilinenler
Ev sahibinin Elektirik, Su, Doğalgaz aboneliğini kapatması halinde kiracının hakları
“Kiracının Hakları, Kiraya verenin kira borcunu ödemediği gerekçesiyle kiracısının su sayacını
sökmesi, kiracının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir.”
Yukarıdaki Karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2014/5018 E. – 2015/1060 K.
sayılı ilamının özetidir.
Kiraya veren-kiracı arasındaki uyuşmazlıklar uzun yıllardan beri var olan
çekişmelerdir. Ancak son dönemlerde Ülkenin ekonomik şartları ev fiyatlarını ve
dolayısıyla kiraları oldukça artırmıştır. Bu durum yeni kiracılar açısından oldukça can
sıkıcıdır. Çünkü yapılan yeni kira sözleşmelerinde sözleşme serbestisi ilkeleri
gereğince kiraya verenin dilediği kira miktarını talep etmesi mümkündür. Kiracıya da
uygun olduğu müddetçe artmış fiyatlar üzerinden yeni kira sözleşmeleri düzenlenmesi
mümkündür.
Peki eski kiracılar açısından durum nasıldır?
Kira sözleşmesini önceki bir tarihte imzalamış olan kiracıyı korumak açısından
getirilen 11 Haziran 2022 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7409 Sayılı Kanun
uyarınca Borçlar Kanunu’na eklenen madde şu şekildedir : ‘MADDE 4- 11/1/2011
tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir:
“GEÇİCİ MADDE 1- Konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih ilâ 1/7/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında yenilenen kira
dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait
kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bir önceki kira
yılının tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranının
yüzde yirmi beşin altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Bu kural, bir
yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Bu oranları geçecek
şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344
üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar
bakımından da uygulanır.”
Buna göre 1 yıldan uzun süreli kira sözleşmelerinde, kira artış oranı %25
olarak belirlenmiştir. Bunu aşan artış miktarlarının ise geçersiz olduğu açıkça
düzenlenmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu düzenleme konut kiraları için geçeridir.
Yani İŞ YERİ KİRALARINDA bu sınırlamanın uygulanmasında hukuki bir
zorunluluk yoktur.
Peki düzenlemeden memnun olmayan kiraya verenler yani mal sahipleri ne
yapmaktadır?
%25 artış miktarından memnun olmayan mal sahipleri, daha yüksek kira
alabilmek için daha fazla oranda artış miktarı belirleyerek mevcut kiracılarının bunu
kabul etmesini beklemekte, kabul etmeyenler içinse tabiri caizse ‘tahliyeye zorlama’
yollarını uygulamaktadır. Son dönemlerde uygulamada ve yargılamada sıkça
karşımıza çıkan davalarda kiraya verenlerin üzerlerine olan elektrik, su, doğalgaz
aboneliklerini kapattırarak, kiracılarını zor durumda bırakma yoluna gittikleri yani
tahliyeye zorlama çabasında oldukları görülmektedir.
Ancak bilinmelidir ki bu yol açıkça hukuka aykırı olup, kirasını zamanında ve
eksiksiz ödeyen kiracılar açısından kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Nitekim
Yargıtay da aynı görüştedir:
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2014/5018 E. , 2015/1060 K.
MAHKEMESİ : Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2014
NUMARASI : 2013/387-2014/10
Davacı M.. Ç.. vekili Avukat İsmet tarafından, davalı A.. A.. aleyhine
14/03/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece
yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/01/2014 günlü kararın
Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz
dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan
rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece,
davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kiracısı bulunduğunu, kira borcunu ödemediği gerekçesiyle
davalının haksız bir şekilde, evine giden su borusunu keserek götürdüğünü, davalının,
kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan cezalandırıldığını, davalının haksız
eylemi nedeniyle üzüntü yaşadığını belirterek uğradığı manevi zararın tazminini
istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, manevi tazminat tazminat şartlarının gerçekleşmediği
gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Dosya kapsamına göre; davalı tarafından, kiracısı olan davacıyı kira
borcunu ödememesi nedeniyle evden çıkarmak için, su saatini açma kapama
vanasının yanından söktüğü ve su saatinden ev giriş plastik borusunu kestiği
sabittir. Davacının suyunun kesilmesi nedeniyle en doğal insani ihtiyaçlarını
gideremeyeceği aşikardır. Davalının haksız eylemi nedeniyle yaşam için en doğal
ihtiyaçlardan olan suyun kesilmesi davacının kişilik değerlerinin zedelenmesine yol
açmıştır.
Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek davacı yararına uygun
miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş
olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA
ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/01/2015 gününde oybirliğiyle
karar verildi.’
Yukarıdaki kararda da izah edildiği gibi Elektrik, Su, Isınma, Doğalgaz
ihtiyaçları en temel insani ihtiyaçlardır. Kiraya verenin, kiraya verdiği evi oturulmaya
uygun olarak teslim etmesi ve bu standartların devamlılığının sağlanması kira
sözleşmesindeki yükümlülükleridir. Kirasını zamanında ödeyen ve kira
sözleşmesindeki yükümlülüklerini kendi açısından yerine getiren kiracının, daha
yüksek kira beklentisi ile mağdur edilmesinin hem cezai hem de hukuki sonuçlarının
olması gayet makuldür.
Eğer siz de bu durum ile karşı karşıyaysanız bizimle iletişime geçerek
haklarınız konusunda daha detaylı bilgiye ve ihtiyacınız olan hukuki yardıma
ulaşabilirsiniz.