
Uzlaşma Sonucu Tazminat Md 253
Ceza Muhakemesi Kanunu Md 253 uzlaşma hükümlerini düzenlemektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi “Uzlaşma” başlığı altında düzenlenmiştir ve şüpheli veya sanıkların mağdurlarla
Table of Contents
uzlaşma yapma imkanını tanır..
Uzlaşma Sonucu Tazminat Davası Açılamayacağına İlişkin Hükmün İptali Md 253
Uzlaşma Sonucu Tazminat Davası Açılamayacağına İlişkin Hükmün İptali Md 253 hakkında genel bilgiler.
Ceza Muhakemesi Kanunu Md 253 Uzlaşma Hükümleri
Ceza Muhakemesi Kanunu Md 253 ceza hukuku kapsamında suçların mağdurlarla uzlaşma yoluyla sonuçlandırılmasını düzenler. İşte TCK’nın 253. maddesinin uzlaşma hükümleri:
- Şüpheli veya sanık ile mağdur, uzlaşabilirler. Uzlaşma, mağdurun şüpheli veya sanıkla anlaşma sağlaması veya ondan tazminat veya başka bir edim kabul etmesi suretiyle gerçekleşir.
- Uzlaşma, şüpheli veya sanığın, eylemi nedeniyle meydana gelen zararı tamamen veya kısmen karşılamayı veya mağdurdan özür dilemeyi taahhüt etmesini içerebilir.
- Uzlaşma, şüpheli veya sanığın suç işleme eğilimi, suçun türü, mağdurun onayı, ceza kovuşturmasının aşırı uzun sürecek olması gibi faktörlere bağlı olarak mahkeme tarafından onaylanır.
- Uzlaşma sonucunda mahkeme, bu sonucu dikkate alarak şüpheli veya sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ceza miktarının indirilmesine veya cezanın ertelenmesine karar verebilir.
- Uzlaşma sonucunda şüpheli veya sanık, mahkeme tarafından uygun görülen edimi yerine getirmezse veya uzlaşmayı ihlal ederse, uzlaşma sona erer ve ceza davası yeniden başlar.
Uzlaşma hükümleri, özellikle daha düşük cürümlerde mağdurların zararlarını tazmin etme, suçluların topluma entegrasyonunu kolaylaştırma ve adli yükün azaltılmasına yardımcı olma amacı taşır. Uzlaşma, suç işleyen kişilerin mağdurlarıyla anlaşarak toplumsal zararları azaltma fırsatı sunar ve hukuk sistemi içinde bir alternatif çözüm yolu olarak kabul edilir.

Madde 253 Uzlaştırma
Madde 253 – (Değişik: 6/12/2006-5560/24 md.)
(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel
hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;90
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.) İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci
fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),
7. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.) Güveni kötüye kullanma (madde 155),
8. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),
9. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
(madde 165),
10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin
açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya
özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst
sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer
kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa
karşı suçlarda ve ısrarlı takip suçunda (madde 123/A), uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek
cümle: 26/6/2009 – 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri
uygulanmaz.
(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli
şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından
görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde
bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi
kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe
yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde
bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.93
(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı
kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
(6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste
bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene,
şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna
gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.
(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan
dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin
uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu
suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.
(9) (Mülga: 24/11/2016-6763/34 md.)
(10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri,
uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur.
(11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet
savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği verilir. Uzlaştırma bürosu uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır.
(12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren
en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi her defasında yirmi günü geçmemek üzere en fazla iki kez daha uzatabilir.
(13) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine
şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli,
mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
(14) Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak
Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir.
(15) Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi
halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır.
(Ek cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve
varsa yazılı anlaşmayı Cumhuriyet savcısına gönderir.
(16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar
gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar
Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.
(17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve
edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.
(18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.
(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında
kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması,
takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın,
şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince
zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın
gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart
aranmaksızın, kamu davası açılır. (…) açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden
sayılır.
(20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma
ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.
(21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde
bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının
raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.
(22) (Değişik birinci cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırmacıya Adalet Bakanlığı
tarafından belirlenen tarifeye göre ücret ödenir. Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri,
yargılama giderlerinden sayılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.
(23) Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen
kanun yollarına başvurulabilir.
(24) (Değişik: 24/11/2016-6763/34 md.) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde
uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir.
Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı
tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu,
tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma
dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
(25) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.)Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev
ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve
denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin
düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul
ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak
konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca
çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
Şeklinde düzenlenmiştir.

İlgili Hükmün 19. Fıkrası değişiklik öncesi ‘(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır.
Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.’ Demek suretiyle uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç sebebiyle tazminat davası açılamayacağını düzenlemiş idi. Ancak İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi 2023/43 E. 2023/141 K. ve 26.07.2023 tarihli kararında bu hükmün iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi gerekçesinde Suç teşkil eden bir fiil nedeniyle uğranılan zararın uzlaşma süreci içerisinde bilinmesinin her durumda mümkün olmayacağı, özellikle maluliyet oranı gibi teknik bazı verilere ihtiyaç duyulan hallerde uzlaşma süreci içinde zararın sağlıklı bir şekilde belirlenebilmesinin güçleşeceği, mahkeme yükünün azaltılması amacı karşısında mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlama arasında makul bir denge kurulamadığı belirtilerek, Anayasa’daki ölçülülük ilkesini ihlal ettiğinden iptaline karar verildiğini belirtmiştir.
Bu sebeple artık uzlaşma hükümlerince uzlaşma yoluna giden mağdurun hukuk mahkemelerinde ayrıca bir tazminat davası açmasının önünde bir engel kalmamıştır. Ancak kanaatimizce tazminatın bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı gerekçesi ile uzlaşma esnasında maddi bir edim kararlaştırılmış ise bu edimin değerinin ve maddi karşılığının hükmedilecek tazminat miktarından mahsubuna karar verilecektir.