anithukuk
Anıt Hukuk
Quick Contact

           

Çalışma  Saatlerimiz / Pazartesi – Cumartesi / 08:00 – 18:00

Bize Ulaşın:  +90 532 692 49 52

Anit_Hukuk
  /  Marka Avukatı

Marka avukatı, piyasada bulunan güncel markalarla ilgili düzenlemeleri takip eden ve marka haklarına tecavüz edilmesi halinde gerekli olan takibi sağlayarak hukuk davalarını açmak gibi süreçleri yürüten, marka hukuku ile ilgili gerekli mevzuata hakim olan avukattır. Marka haklarının ihlal edilmesi durumunda suç duyurusu yapılması ve takibinin sağlanmasında marka avukatları gerekli işleri ve işlemleri gerçekleştirmektedir.

Marka_avukati
Marka Avukati

 Marka Avukatı

 Marka ile ilgili olarak yaşanabilecek oldukça çeşitli sorunun bulunduğunu söylemek mümkün olmaktadır. Markanın sahip olduğu değerlerin bilinmesi ve kişinin kendisini sürekli olarak geliştirmesi marka hukuku ile ilgili olarak büyük bir öneme sahiptir. Telif hakları kanunu olarak da bilinen Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun marka avukatı tarafından bilinmesi gerekmektedir. 6769 sayılı SMK kapsamında oluşabilecek her türlü problemin çözümünde marka avukatının yardımcı olacağını söylemek mümkün olmaktadır.

 Marka hukuku hayatın birçok alanında karşılaşılabilecek olan sektörler için büyük bir öneme sahiptir. Otomotiv, enerji, gayrimenkul ve madencilik gibi birçok sektörde marka hukuku oldukça önemlidir. Marka ile ilgili problem yaşanılması durumunda alanında başarılı bir avukatla çalışılması problemin çözüme kavuşturulmasında etkili olmaktadır. Anıt Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek marka hukuku ile ilgili gerekli desteği alabilirsiniz.

 Marka Avukatının Yaptığı Çalışmalar Nelerdir?

 Marka hukuku ile ilgili mevzuata hakim olan ve piyasada yer alan güncel markalarla ilgili düzenlemeleri takip eden marka avukatı gerekli olan suç duyurularını ve takibini sağlamaktadır. Üstelik mağdur olan taraf için de maddi ve manevi tazminat davalarının açılması söz konusu olmaktadır.

Markayla ilgili olarak açılan davaların incelenmesi, marka devrinin sağlanması, marka tescilleri ile ilgili çıkan sorunlar, marka ile ilgili bir konuda çalıntı olması gibi durumlarda el koyma ve ihtiyati tedbir gibi işlemlerle ilgilenmektedir.

Markalaşma işlemi gerçekleşmeden önce başkalarının onu markalaştırmasına karşı olarak da dava açılması mümkün olabilmektedir.

Oluşabilecek olan hak kayıpları ve meydana gelen problemeler sonrasında ise yargısal süreçte yaşanan haksızlıkların ortadan kaldırılması için çalışmalar gerçekleştirmektedir.

Marka Hakkı Nedir?

 Bir markanın tescil edilmesi ile marka hakkı elde edilmiş olur. Bu şekilde marka sahibi de marka hakkı ile markası üzerinde koruma ve tasarruf hakkına sahip olmaktadır. Marka hakkına sahip olan marka sahibi, markasını kullanarak hizmet veya ürün tanıtımı yapabilir. Aynı zamanda markasının taklit edilmesini ve izinsiz kullanılmasını da engellemiş olur. Aynı zamanda marka hakkı alınması sahibine kişisel ve ekonomik olarak menfaat sağlamaktadır.

 Marka Hakkına Tecavüz Suçu Nedir?

 Başkasına ait olan tescilli bir markanın haksız ve yetkisiz kullanımı sonucunda marka hakkı tecavüz suçu oluşmaktadır. Marka hakkına tecavüz suçu ise iltibas veya iktibas olarak işlenmektedir. Sınai mülkiyet kanunu gereğince ise marka hakkı oluşabilmesi için markanın tescilli olması şartı aranmaktadır. Ceza hukukunda kanun tarafından yalnızca tescilli markalar korunmaktadır.

 Marka suçları özellikle internet üzerinden son zamanlarda oldukça yaygın bir şekilde işlenmektedir. Çeşitli sosyal medya siteleri ve online alışveriş sitelerinde marka suçlarının işlendiği ifade edilebilir. Yapılacak olan şikayetlerin ardından savcılık tarafından internette işlenen marka suçlarının da tespiti gerçekleştirilmektedir. Tüm marka suçları ise 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 30. maddesinde düzenlenmiştir. Marka hakkına tecavüz suçu;

Başkasına ait olan markaya iltibas veya iktibas suretiyle tecavüz edilmesi,

Mal üretmek, satışa sunmak, ticari amaçla elinde bulundurmak, depolamak veya nakletmek gibi fiillerin gerçekleştirilmesi halinde meydana gelmektedir.

Genel olarak ise bir markanın sahibi olmamasına ve markayla ilgili herhangi yasal bir izni olmamasına rağmen markanın kullanılması halinde marka haline tecavüzden söz edilmesi mümkün olmaktadır. Markanın aynı şekilde taklit edilmesi iktibas, asıl marka ile karıştırılmasına yol açabilecek fiiller ise iltibas olarak adlandırılmaktadır.

 Marka Hakkına Tecavüz İçin Suç Unsurları Nelerdir?

 Marka hakkına tecavüz suçu herkes tarafından işlenebilmektedir ancak suçun tüzel kişiler tarafından işlenebilmesi mümkün olmamaktadır. Bir şirketin herhangi bir markayı taklit etmesi durumunda ise tüzel kişiler değil, fiili gerçekleştiren gerçek kişiler sorumlu tutulmaktadır. Tüzel kişiler için ise güvenlik tedbiri yaptırımı uygulanabilmektedir. Suçtan zarar gören kişi ise marka hakkı iltibas veya iktibas suretiyle tecavüze uğrayan tüzel kişi veya gerçek kişi olabilmektedir. Ceza hukuku tarafından ise tescil ilkesi zorunlu tutulmaktadır.

 Marka hakkına tecavüz suçunun işlenmesi kasten işlenebilen bir suç olarak ifade edilebilmektedir. Kişinin bilerek ve isteyerek tescilli marka hakkına tecavüz etmesi gerekmektedir. Marka hakkına tecavüz suçundan bahsedebilmek için ise markanın tescilli olması şartı bulunmaktadır. Tescilli olmaması halinde ise tanınmış bir marka bile olsa ceza hukukunda faile bir yaptırım uygulanması mümkün olmamaktadır. Türk marka hukukunda yer alan tescil ilkesine göre marka sahibinin Türk Patent ve Marka Kurumu aracılığı ile marka siciline tescil işlemini yaptırması gerekmektedir. Bu şekilde ise marka sahibinin marka korumasından yararlanması mümkün olmaktadır.

 Kanunda sadece iktibas ve iltibas suretiyle marka hakkına yapılan tecavüzler suç olarak düzenlenmektedir. Markanın aynı şekilde taklit edilmesi iktibas olarak bilinmektedir. Asıl markayla karıştırılacak şekilde fiillerde bulunulma durumu ise iltibas olarak ifade edilebilir.

 Marka Hakkına Tecavüz Suçunun Cezası

 Marka haklarına karşı işlenen suçlar için uygulanacak olan cezai yaptırımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinde düzenlenmektedir. Kanuna göre başkasına ait olan bir marka ile ilgili iltibas veya iktibas suretiyle marka hakkına tecavüz edilmesi halinde fiili gerçekleştiren kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası veya yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır.

 Marka koruma işaretinin ambalaj üzerinden yetkisi olmayan bir kişi tarafından kaldırılması halinde ise bir yıldan üç yılla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Marka hakkı üzerinde yetkisi olmadığı halde tasarrufta bulunan bir kişi ise iki yıldan dört yıla kadar hapis veya beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Anıt Hukuk Bürosu ile görüşerek marka hakkı ile ilgili davalar hakkında bilgi edinebilirsiniz.

 Marka Hakkına Karşı İşlenen Suçlarda Görevli Mahkeme

 Marka hakkına karşı işlenen suçlarda Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi görevlidir. Özel mahkeme statüsünde bir mahkeme olmakla birlikte 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yargılama yapmaktadır. Özellikle araştırma ve delil toplama gibi faaliyetlerin ön planda olması nedeniyle yargılama yapmakla görevli kılınan bir mahkeme olduğunu söylemek mümkün olmaktadır.

 Haksız Rekabet Nedir?

 Kişi veya kuruluşlar arasında meydana gelebilen rekabet etiğine uygun olmayan davranışlarda bulunulması haksız rekabet olarak bilinmektedir. Ticari hayat içerisinde dürüstlük kurallarına ve hukuka aykırı davranışlar gösteren bir kişi haksız rekabet oluşturmaktadır. Rakip firmalarla birlikte aynı zamanda tüketiciler ve kamu da haksız rekabet gerçekleştirebilmektedir.

 Haksız Rekabet Şartları Nelerdir?

 Rakipler arasında olabileceği gibi tedarik eden müşteriler arasında da dürüstlük kuralına aykırı olacak ve aldatıcı davranışlarda ve uygulamalarda bulunulması haksız rekabet fiilinin oluşmasında aranılan şartlar arasında yer almaktadır. Üstelik haksız rekabet oluşması için kusurlu bir harekette bulunulması da şart değildir.

 Haksız Rekabet Davaları Nelerdir?

 Haksız rekabete uğrayan kişiler tarafından haksız rekabet davaları açılabilmektedir. Bu davalar ise;

-Tespit davası,

-Men davası,

-Haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması davası,

-Tazminat davası olarak ifade edilebilir.

Haksız rekabet davalarıyla ilgili her türlü danışmanlık ve avukatlık hizmetini almak için Anıt Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

 Haksız Rekabet Davaları Kimler Tarafından Açılabilir?

 Haksız rekabet davalarında bir kişinin davacı olabilmesi için zarar görmesi veya zarar görme tehlikesine maruz kalması gerekmektedir. Bu kişiler ise genel olarak haksız rekabet fiilini gerçekleştiren kişilerin rakipleri olmaktadır. Rekabet ilişkisi olmasa bile haksız rekabete uğrayan kişinin ekonomik olarak zarar görmesi önemlidir. Davacı olabilecek bir diğer kişi de müşterilerdir. Haksız rekabet nedeniyle ekonomik çıkarları zarar gören veya zarar görebilecek olan müşteriler de durumun ortadan kaldırılması için tazminat davası açabilmektedir.

 Tüketicilerin ekonomik çıkarlarını koruyan kuruluşlar, mesleki ve ekonomik birlikler ve kamusal nitelikli kurumlarda haksız rekabet davası açma hakkına sahiptir. Aynı zamanda dernek ve vakıflar da haksız rekabet davası açma konusunda yetkilidir. Davacı sıfatına sahip olan kişilerin ise dava haklarının olduğunu öğrenmelerinin ardından üç yıl içerisinde haklarını kullanmaları gerekmektedir. Fiilin birden fazla işlenmesi durumunda ise son ilenme tarihinden itibaren zaman aşımı işlemeye başlayacaktır. Haksız rekabet davaları ile ilgili olarak alanında başarılı ve uzman avukat kadrosu ile çalışmak isterseniz Anıt Hukuk Bürosundan danışmanlık ve avukatlık hizmeti alabilirsiniz.