Ceza Avukatı Anıt Hukuk
Anıt Hukuk
Quick Contact
           

Çalışma  Saatlerimiz / Pazartesi – Cumartesi / 08:00 – 18:00

Bize Ulaşın:  +90 532 692 49 52

Ceza Ticaret Miras Boşanma Kira Avukatı

Seri Muhakeme Usulü TCK 250

Seri Muhakeme usulü

Seri Muhakeme Usulü TCK 250

Seri muhakeme usulü, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 2019 yılında yapılan değişiklikle ceza yargılamasına dahil edilen, belirli suçlarda daha hızlı ve etkin yargılama yapılmasını sağlayan alternatif bir yargılama yöntemidir. Bu usul, savcının sanıkla anlaşarak mahkemeye gitmeden cezanın belirlenmesini içerir ve belirli şartlar altında uygulanır.

Seri Muhakeme Usulü Yasal Dayanak

Seri muhakeme usulü, Türk Ceza Kanunu’nun 250. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Bu usul, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) yapılan değişikliklerle yasal zemine oturtulmuştur.

Seri Muhakeme Usulü Uygulama Şartları

  1. Suç Türü:
    • Seri muhakeme usulü, yalnızca belirli suçlar için uygulanabilir. Bu suçlar, genellikle daha hafif cezai yaptırımlar gerektiren suçlardır. Örneğin:
      • Hırsızlık (belirli şartlar altında),
      • Basit yaralama,
      • Tehdit,
      • Mala zarar verme,
      • Kasten yaralama (basit hal),
      • Konut dokunulmazlığının ihlali,
      • Hakaret.
  2. Şüphelinin Kabulu:
    • Şüphelinin, seri muhakeme usulünü kabul etmesi gereklidir. Şüpheli, bu usulü kabul etmezse, klasik yargılama süreci devam eder.
  3. Savcının Teklifi:
    • Cumhuriyet savcısı, seri muhakeme usulü uygulanmasını teklif eder. Bu teklif, şüpheliye yazılı olarak bildirilir ve şüpheliye bir avukat bulundurma hakkı tanınır.
  4. Avukatın Bulunması:
    • Seri muhakeme usulü sırasında şüphelinin avukat bulundurması zorunludur. Şüphelinin avukatı yoksa, baro tarafından bir avukat atanır.
  5. Mahkemenin Onayı:
    • Savcı tarafından belirlenen ceza, mahkemeye sunulur ve mahkeme bu cezayı onaylar.
seri_muhakeme_usulü
Seri Muhakeme usulü

Seri Muhakeme Usulü Süreç

  1. Suçun İşlenmesi ve Tespit:
    • İşlenen suçun seri muhakeme usulüne uygun olduğu tespit edilir.
  2. Savcının Teklifi:
    • Cumhuriyet savcısı, şüpheliye seri muhakeme usulünü teklif eder.
  3. Şüphelinin Kabulü ve Avukatın Hazırlığı:
    • Şüpheli, seri muhakeme usulünü kabul eder ve avukatının yardımıyla sürece hazırlanır.
  4. Ceza Teklifinin Hazırlanması:
    • Savcı, suçun niteliğine ve şüphelinin durumuna göre bir ceza teklifi hazırlar.
  5. Mahkemeye Sunum ve Onay:
    • Savcının hazırladığı ceza teklifi mahkemeye sunulur ve mahkeme bu cezayı değerlendirip onaylar.
  6. Hükmün Verilmesi:
    • Mahkeme, savcının teklif ettiği cezayı onayladıktan sonra hükmü verir ve ceza kesinleşir.
seri_muhakeme_usulu
Seri Muhakeme usulü

Seri Muhakeme Usulü Avantajları

  1. Hızlı Yargılama:
    • Seri muhakeme usulü, klasik yargılama süreçlerine göre çok daha hızlıdır.
  2. Düşük Maliyet:
    • Yargılama sürecinin kısalması, yargılama maliyetlerini de düşürür.
  3. Yargı Yükünün Azalması:
    • Mahkemelerin iş yükünü azaltarak daha ciddi ve karmaşık davalara odaklanmalarına olanak tanır.
  4. Sanık İçin Avantajlar:
    • Sanık, daha az ceza alabilir ve yargılama sürecinin stresinden kurtulabilir.

Seri Muhakeme Usulü Dezavantajları ve Eleştiriler

  1. Adaletin Yerine Gelmesi:
    • Hızlı yargılama süreci, bazı durumlarda adaletin tam olarak yerine gelmediği endişesini doğurabilir.
  2. Baskı Altında Kabul:
    • Sanıkların, seri muhakeme usulünü kabul etmeleri için baskı altına alınabileceği endişesi bulunmaktadır.
  3. Hukuki Güvence Eksikliği:
    • Bazı durumlarda sanığın haklarının tam olarak korunamadığı ve hukuki güvencelerin yeterli olmadığı eleştirisi yapılmaktadır.
Seri_Muhakeme_usulü
Seri Muhakeme usulü

SERİ MUHAKEME USULÜ

Seri Muhakeme Usulü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde tanımlanan bir yargılama yöntemidir. Bu usul, belirli suçlarla ilgili olarak iddianamenin düzenlenmeden ve kovuşturma aşamasına geçilmeden hüküm verilmesini sağlar.

Seri Muhakeme Usulü amacı, yargılama sürelerini kısaltarak zaman, emek ve mali kaynakların tasarruf edilmesini sağlamaktır. Bu usul, mağduru belirli olmayan, ispatı nispeten kolay ve yaptırımı hafif sayılan bazı suçlar için alternatif bir çözüm yöntemi olarak tasarlanmıştır.

Seri Muhakeme Usulüne tabi olan suçlar şunlardır:

Hakkı olmayan yere tecavüz

Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Gürültüye neden olma

Parada sahtecilik

Mühür bozma

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan

Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması

Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamında belirtilen suçlar

Orman Kanunu kapsamında belirtilen suçlar

Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun kapsamında belirtilen suçlar

Kooperatifler Kanunu kapsamında belirtilen suçlar

Seri Muhakeme Usulünün şartları şunlardır:

Suç, önödeme ve uzlaştırma kapsamında olmamalıdır.

Belirtilen suçlardan birine yönelik bir soruşturma olmalıdır.

Kamu davası açılması için yeterli delil bulunmalıdır.

Cumhuriyet savcısı, kamu davasının ertelenmesi kararı vermemiş olmalıdır.

Şüpheli, müdafi huzurunda özgür iradesi ile usulün uygulanmasını kabul etmelidir.

Şüphelinin yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır veya dilsiz olmaması gereklidir.

Yaptırımın belirlenmesi ve talepnamenin düzenlenmesi, Cumhuriyet savcısının görevidir. Mahkeme, şüpheliyi müdafi huzurunda dinledikten sonra talebe uygun olarak hüküm verir veya talebi reddeder. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli/müşteki, bu usulden vazgeçmiş sayılır.

Seri Muhakeme Usulüne karşı mahkemece verilen hükme itiraz edilebilir.

T.C.Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi

Esas: 2022/1168
Karar: 2022/13236
Tarih: 28.09.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama

HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 gün ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 gün ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdi edilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. Yargıtay Onbeşinci Ceza Dairesi

Esas: 2019/15776
Karar: 2020/10531
Tarih: 22.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Güveni kötüye kullanma

HÜKÜM : TCK’nın 155/1, 62/1, 52/2-4, 58 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;

Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında yer alan “Basit güveni kötüye kullanma” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK’nın 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 22/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Muhalif Üye

MUHALEFET ŞERHİ;

Anayasa Mahkemesi 25.06.2020 tarih 20202/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan; …”01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz,” hükmünün; “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası sözü edilen geçici 5. maddenin (d) bendi “01.01.2020 tarihi itibariyle hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şekliyle varlığını korumaktadır.

7188 sayılı Kanun ile ceza muhakemesi sistemimize basit yargılama usulü adıyla yeni bir düzenleme getirilmiş olup bu usul 5271 sayılı Kanun’un 251. ve 252. maddelerde düzenlenmiştir.

Basit yargılama usulü; üst sınırının iki yıla kadar hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar bakımından yazılı savunma esasına dayalı, genel yargılama usulünün tam uygulanmadığı, Cumhuriyet savcısının görüşü alınmadan, duruşmasız olarak evrak üzerinden kararın verildiği, mahkumiyet kararı verilmesi durumunda sonuç cezada ¼ oranında indirimin öngörüldüğü, kararların itiraza tabi olduğu nevi şahsına münhasır bir yargılama usulü olarak hukuk sistemimize entegre edilmiştir.

Kanun koyucu CMK’nın 251. maddenin 1. fıkrasında “… karar verilebilir” ibaresiyle ve yine CMK’nın 251. maddenin 6. fıkrasında ” Mahkemece gerekli görülmesi halinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edebilir” ibaresiyle basit yargılama usulünün uygulanmasında takdir ve tercihin hakime ait olduğu vurgusunu yapmıştır.

Ayrıca CMK’nın 250. maddesiyle seri muhakeme usulü düzenleme altına alınmış olup, düzenlemeye göre seri muhakeme usulününün uygulanmasının soruşturma ve kovuşturma şartı olduğu vurgusu yapılmış, CMK’nın 174/1-c maddesine göre seri muhakeme usulü uygulanmadan açılan iddianamenin iadesine karar verileceği belirtilmiştir.

Her iki yasal düzenleme içeriği birlikte değerlendirildiğinde; bir kısım suçlar yönünden seri muhakeme usulünün zorunlu olduğu, benzer bir düzenlemeye yer verilmemesi

nedeniyle bir kısım suçlar yönünden basit yargılama usulünün hakimin takdir ve tercihine bırakıldığı, yine bir kısım suçlar bakımından hakime basit yargılama usulü seçeneğinin getirildiği durumlarda dahi taraflardan birinin yada her ikisinin itirazı halinde genel hükümlere göre yargılamaya devam edileceği belirtilerek basit yargılama usulünün tercih ve takdir edilmemesine işaret edildiği açıktır. Duruşma açılarak delil tartışması yapılmış dosyalarda, genel kovuşturma usulünden dönülerek basit yargılama usulünün uygulanmasını istemek genel yargılama usulüne hakim ilkeler gözetildiğinde bağdaşır bir durum değildir.

Ceza muhakemesinin birincil amacı, maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu amacı tesis etmek bakımından ceza yargılamasında sözlülük, yüz yüzelik, halka açıklık, vicdani kanaatin huzura getirilmiş ve tartışılmış delillere dayanılarak oluşturulacağı ilkelerine dayanmaktadır. Bu değişikliğin yapılmasının gerekçelerinden biri daha çabuk bir yargılama ile “daha önemli” işlere vakit ayırma imkanın doğması şeklindeki düşüncedir. Ancak bunu temin etmek bakımından makul sürede yargılanma hakkını gözetmek gerekir. Makul sürede yargılanma hakkı, (duruşmaya ara vermeme) esas itibariyle şüpheli veya sanık hakkındaki iddiaların makul bir sürede mahkeme tarafından incelenmesini öngören AİHS’nin 6. ve Anayasa’nın 141/4. maddesi ile ilişkili bir ilke olarak, davanın süratle görülmesi şeklinde anlaşılmalıdır. Karara bağlanmış dosyalar yönünden basit yargılama usülüne dair değişiklik nedeniyle dosyaların bozulması yukarıda açıklanan ilkelere de aykırılık teşkil edecek, makul sürede bitirilmeyen, uzayan yargılamalar nedeniyle dosyaların mahkemelerde daha çok birikmesine neden olacaktır. Diğer taraftan, temyiz davasına konu edilen hükümlerin sübut ve hukuka uygunluk denetimi yapılmadan sadece mahkumiyet hükmüne dayanılarak sair yönler ile incelenmeden bozulması makul sürede yargılanma ilkesi ile de bağdaşmamaktadır.

Ceza Muhakemesi Hukukuna ilişkin yasaların zaman bakımından uygulanmasında geçerli prensip‚ “derhal uygulama” kuralıdır. Bu kural ile her iki yasaya uygulama alanı tanınmakta, eski yasa zamanında tamamlanmış usuli işlemler geçerliliğini korumaktadır. Henüz tamamlanmamış, usuli işlemlerin ise usül yasalarındaki değişikliğin derhal uygulanması gerektiğine dair ilke gereğince devam eden işlemler bakımından uygulanması gerekmektedir. Basit yargılama usulünün, CMK’da düzenlenen bir ceza muhakemesi kurumu olduğu, bu nedenle lehe ya da aleyhe değerlendirilmesi yapılmaksızın derhal uygulanma ilkesine tabi olduğu aşikardır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı uyarınca mevcut dosyanın çekişmeli yargı sürecinden geçtiği gözardı edilerek salt ceza indirimi öngörüldüğü gerekçesiyle‚ “derhal uygulanma” prensibine aykırı olarak hükme bağlanmış dosyalar yönünden bozulması mümkün değildir.

Kanun koyucu CMK’nın 251 ve 252 . maddelerinin uygulanması bakımından 7188 sayılı yasanın 31. maddesi ile getirilen geçici 5. maddesi ile;

1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla;

d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla “kovuşturma evresine geçilmiş, “hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz. “geçici hükmünü getirerek yasanın yürürlük tarihi ve dosyaların aşamaları gözetilerek bir sınırlama yapmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından geçici 5. maddede “kovuşturma evresine geçilmiş ” ibaresinin iptali yoluna gidilmiş,” hükmen bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda” ibaresi dava konusu olmasına rağmen, başvuruda bulunan mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkanı bulunmadığından yetkisiz olduğundan bahisle talebi ret etmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası sözü edilen geçici 5. maddenin (d) bendi “01.01.2020 tarihi itibariyle hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şekliyle varlığını koruduğuna göre; bozmaya konu yerel mahkeme kararının Anayasa Mahkemesi’nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarih, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararından önce verildiği, bir diğer ifade ile hükme bağlanmış bir dosya olduğu, CMK’nın geçici 5. maddesi uyarınca hükme bağlanmış dosyalarda yasa gereği basit yargılama usulünün uygulanamayacağı, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının hükme bağlanmış dosyaları kapsamadığı, basit yargılama usulünün soruşturma ve kovuşturma şartı olmadığı gibi mahkemenin takdirine bağlı bir yargılama usulü olduğu, Anayasa Mahkemesi kararlarının maddi ceza hukukunu ilgilendiren kısımları bakımından geriye yürütülerek uygulanması mümkün ise de, usul kurallarının derhal uygulanma prensibi dikkate alındığında yürürlük tarihi itibariyle usule uygun hükme bağlanmış kararlar için kanunun değişiklik gerekçesi de gözetildiğinde bozma yapılmasının mümkün olmadığı, temyize konu dosyanın esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, usul yönünden sair yönleri incelenmeksizin bozma yapılması gerektiği yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.

Sonuç

Seri muhakeme usulü, belirli suçlarda daha hızlı ve etkin bir yargılama yapılmasını sağlayarak hem yargının yükünü hafifletmekte hem de sanıkların daha kısa sürede ceza almasını sağlamaktadır. Ancak, bu usulün uygulanmasında sanık haklarının tam olarak korunması ve adaletin yerini bulması önemlidir. Bu nedenle, şüphelilerin bu süreci iyi anlamaları ve hukuki destek almaları tavsiye edilir.