Ceza Avukatı Anıt Hukuk
Anıt Hukuk
Quick Contact
           

Çalışma  Saatlerimiz / Pazartesi – Cumartesi / 08:00 – 18:00

Bize Ulaşın:  +90 532 692 49 52

Ceza Ticaret Miras Boşanma Kira Avukatı

Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller TMK 161

Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller ve Hukuki Sonuçları

Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller TMK 161

Boşanmada kusur nedir ? Eşlerden birinin veya her ikisinin evlilik birliğini sürdürülemez hale getiren davranışları olarak tanımlanır. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davalarında kusur, özellikle çekişmeli boşanmalarda önemli bir faktördür ve nafaka, tazminat gibi konuların belirlenmesinde etkili olabilir. Aldatma, şiddet, ekonomik sorumsuzluk, ilgisizlik ve güven sarsıcı davranışlar kusur unsurları arasında sayılabilir. Mahkeme, tarafların kusur oranını değerlendirerek karar verir ve ağır kusurlu olan tarafın maddi veya manevi tazminat ödemesi gerekebilir. Bu nedenle boşanma sürecinde kusurun ispatı, tarafların haklarını belirleyen kritik bir unsurdur.

Boşanmada Kusur Nedir?

Evlilik birliği içerisinde eşler, sadakat yükümlülüğü başta olmak üzere evliliğin getirdiği tüm hukuki ve ahlaki sorumluluklara uygun davranmak zorundadır. Evlilik sürecinde bu yükümlülüklere aykırı davranışlar, boşanmada kusur olarak kabul edilir. Kusurlu davranışlar, boşanma sürecinin sonucunu ve tarafların mali ve velayet haklarını doğrudan etkileyebilir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161 ve devamı maddelerinde, boşanmada kusur sayılan haller belirtilmiştir. Ancak her somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak kusur tespiti yapılmaktadır.

Boşanmada Kusur Sayılan Haller Nelerdir?

Boşanmada kusur sayılan haller yasal düzenlemelerle belirlenmiş olsa da, bu haller yalnızca kanunda belirtilen sebeplerle sınırlı değildir. Her somut olayda, kusur sayılabilecek eylemler değişiklik gösterebilir. Genel olarak boşanma sürecinde kusur olarak değerlendirilen davranışlar şunlardır:

  • Zina (Aldatma)
  • Eşin hayatına kast etme, ağır onur kırıcı davranış veya fiziksel şiddet uygulama
  • Suç işleme veya haysiyetsiz bir yaşam sürme
  • Ortak konutu terk etme
  • Akıl hastalığı nedeniyle evliliğin sürdürülemeyecek hale gelmesi
  • Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar
  • Ekonomik, fiziksel, psikolojik veya cinsel şiddet uygulama
  • Evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmeme

Bu kusur halleri hem kadın hem de erkek eş için geçerlidir. Ancak uygulamada kadınlara daha çok evlilik birliğine uyumsuzluk, sadakatsizlik ve psikolojik şiddet; erkeklere ise fiziksel, ekonomik ve cinsel şiddet ile sadakat yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle kusur atfedildiği gözlemlenmektedir.


Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller ve Hukuki Sonuçları
Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller ve Hukuki Sonuçları

Çekişmeli Boşanmalarda Kusurun Etkisi

Kusur, özellikle çekişmeli boşanma davalarında büyük önem taşır. Daha fazla kusurlu olan eş tarafından dava açılmış olsa bile, mahkeme boşanma kararı verebilir. Türk Medeni Kanunu madde 166/1, boşanma hakkını kusur durumuna bakılmaksızın her iki eşe de tanımaktadır:

“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”

Ancak, davalı eş boşanmayı reddeder ve mahkeme onun kötü niyetli bir itirazda bulunduğuna kanaat getirirse, boşanmaya karar verilebilir.

Anlaşmalı Boşanmada Kusurun Etkisi

Anlaşmalı boşanmada kusur değerlendirmesi yapılmaz. Taraflar, boşanma ve hukuki sonuçları konusunda anlaşmaya vardıklarında, hâkim boşanmaya karar verir. Ancak anlaşmalı boşanma protokolü, hâkim tarafından kanuna uygun bulunmalıdır.

Boşanmada Kusur Nasıl Belirlenir?

Kusur belirlenirken tarafların sunduğu deliller büyük önem taşır. Özellikle tanık beyanları, mesaj kayıtları, fotoğraflar ve diğer deliller, mahkemede kusur oranının belirlenmesine yardımcı olur.

Dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Kusur isnadı yapılacak eylemler, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi aşamalarında detaylandırılmalıdır.
  • Dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra yeni delil sunulamaz.
  • Aile hukuku davalarında yazılı delil şartı yoktur. Tanık ifadeleri ve diğer deliller de geçerli kabul edilir.

Eşit Kusur Halinde Ne Olur?

Taraflar eşit kusurlu olduğunda, davalı taraf boşanmayı reddetse bile mahkeme boşanmaya karar verebilir. Ancak eşit kusur, yoksulluk nafakası talep edilmesine engel değildir.


Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller ve Hukuki Sonuçları
Boşanmada Kusur Nedir? Kusur Sayılan Haller ve Hukuki Sonuçları

Tam Kusur Halinde Ne Olur?

Eşlerden biri tam kusurlu olduğunda, boşanma kararı verilirken maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinde dezavantajlı konuma düşer.

Tam kusur sayılan haller:

  • Zina
  • Hayata kast, ağır hakaret veya şiddet uygulama
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk etme
  • Akıl hastalığı nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması

Kusurun Nafakaya Etkisi

Boşanma davalarında tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası olmak üzere üç çeşit nafaka bulunur:

  • Tedbir nafakası: Boşanma sürecinde maddi durumun olumsuz etkilenmesini önlemek için ödenir. Kusur değerlendirmesi yapılmaz.
  • İştirak nafakası: Çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ödenir. Kusur önemli değildir.
  • Yoksulluk nafakası: Kusursuz veya daha az kusurlu olan eşe bağlanır. Kusuru ağır olan eş yoksulluk nafakası alamaz.

Kusur Mal Paylaşımını Etkiler mi?

Mal paylaşımı, kusura bağlı değildir. Taraflar arasında mal rejimi sözleşmesi yoksa, edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır ve kusur dikkate alınmaz.

Kusur Çocuğun Velayetini Etkiler mi?

Velayet kararı çocuğun üstün yararına göre verilir. Eşin boşanmada kusurlu olması, çocuğun velayetini doğrudan etkilemez. Ancak, çocuğa zarar verecek nitelikte bir kusuru olan eşin velayet alması zorlaşır. Örneğin zina yapan veya çocuğa kötü muamelede bulunan bir ebeveynin velayeti alması düşük bir ihtimaldir.

Tazminat Belirlenmesinde Kusurun Etkisi

Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Ancak tazminat alabilmek için kusurun diğer eşten daha az olması gerekir. Eşit kusurlu taraflar tazminat alamaz.

Sonuç: Boşanma Davalarında Kusur Önemlidir

Özellikle çekişmeli boşanma davalarında kusur belirleyici bir faktördür. Kusur, nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve velayet gibi konuların sonucunu etkileyebilir. Hak kaybına uğramamak için alanında uzman bir boşanma avukatına danışılması büyük önem taşımaktadır.

‘Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanmaya karar verilebilmesi için, az da olsa davalının kusuru ile evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının davacı tarafından ispat edilmesi zorunludur.

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.

Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.

Öyle ise Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2).’ Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – İzmir BAM, 18. HD., E. 2018/413 K. 2019/1241 T. 4.10.2019