Doktor Hatası Malpraktis Tazminat Davası 4483 sayılı Kanun
Doktor hatası malpraktis nedeniyle açılan tazminat davaları, tıbbi uygulama hataları sonucunda hastaların zarar görmesi durumunda başvurulan hukuki yollardan biridir. Bu tür davalarda, hastanın uğradığı zararın tazmini amaçlanır. İşte doktor hatası malpraktis tazminat davası şartları:
Table of Contents
Doktor Hatası Malpraktis Tazminat Davasının Şartları
- Hatalı Tıbbi Uygulama Malpraktis:
- Doktorun, tıbbi standartlara ve etik kurallara aykırı bir şekilde hatalı veya ihmalkar davranması gereklidir. Bu, yanlış teşhis, yanlış tedavi, ameliyat hataları, gerekli tedavinin yapılmaması gibi durumları içerir.
- Zararın Meydana Gelmesi:
- Hastanın, doktorun hatalı uygulaması sonucunda fiziksel, psikolojik veya ekonomik bir zarara uğraması gereklidir. Zararın somut ve ölçülebilir olması önemlidir.
- Nedensellik Bağı:
- Doktorun hatalı uygulaması ile hastanın uğradığı zarar arasında doğrudan bir nedensellik bağı olmalıdır. Yani, zarar doğrudan doğruya doktorun hatalı uygulamasının sonucu olmalıdır.
- Kusur:
- Doktorun, hatalı uygulaması sırasında kusurlu olması gereklidir. Bu, doktorun dikkatsizliği, özensizliği veya bilgi eksikliğinden kaynaklanabilir.
Doktor Hatası Malpraktis Tazminat Davasının Süreci
- Dava Dilekçesinin Hazırlanması:
- Hasta veya hasta yakınları, doktorun hatalı uygulamasını ve uğranılan zararı detaylı bir şekilde açıklayan bir dava dilekçesi hazırlar. Bu dilekçede, zarar miktarı ve tazminat talebi belirtilir.
- Delillerin Toplanması:
- Dava sürecinde, hastanın uğradığı zarar ve bu zararın doktor hatasından kaynaklandığını kanıtlayan tıbbi belgeler, raporlar ve tanık ifadeleri toplanır. Uzman görüşleri ve bilirkişi raporları da önemli delillerdir.
- Mahkeme Süreci:
- Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri değerlendirir, bilirkişi raporlarını inceler ve duruşmalar yapar. Taraflar, iddialarını ve savunmalarını sunar.
- Karar:
- Mahkeme, delilleri değerlendirerek kararını verir. Eğer doktorun hatalı olduğu ve bu hata sonucunda hastanın zarar gördüğü kanıtlanırsa, tazminata hükmedilir.
Tazminat Türleri
- Maddi Tazminat:
- Hastanın tedavi masrafları, iş göremezlik nedeniyle kaybedilen gelir, diğer mali kayıplar bu kapsamda değerlendirilir.
- Manevi Tazminat:
- Hastanın yaşadığı fiziksel ve psikolojik acı, ıstırap ve yaşam kalitesindeki düşüş nedeniyle talep edilen tazminattır.
Zaman Aşımı
Malpraktis tazminat davalarında, zaman aşımı süreleri dikkate alınmalıdır. Türkiye’de genel olarak malpraktis davalarında zaman aşımı süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak, zararın ve hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bu süre değişebilir.
Hukuki Danışmanlık
Malpraktis tazminat davaları, genellikle karmaşık ve uzmanlık gerektiren hukuki süreçlerdir. Bu nedenle, bir avukatın hukuki desteğini almak, dava sürecinin daha etkin ve doğru bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşır.
Sonuç olarak, doktor hatası malpraktis tazminat davaları, hastaların uğradıkları zararların giderilmesi amacıyla açılan önemli hukuki yollardan biridir. Dava sürecinde gerekli şartların ve delillerin sağlanması, hukuki sürecin başarılı bir şekilde yürütülmesi açısından kritik rol oynar.
Doktor Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Şartları
Doktor Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Görevli Mahkeme
Doktor Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Yetkili Mahkeme
Doktor Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Açma Süresi)
Malpraktis Nedeniyle Hukuki ve Cezai Sorumluluk
Doktor hatası (malpraktis) tazminat davası, bir hasta tarafından tıbbi malpraktis sonucu yaşanan zararın telafi edilmesi talebiyle ilgili yargı organında açılan bir davadır. Malpraktis kavramını açıklamak gerekirse, bu terim “kusurlu uygulama” anlamına gelir. Tıbbi malpraktis ise, bir hastanın bilgi eksikliği, dikkatsizlik veya deneyimsizlik nedeniyle zarar görmesi durumunu ifade eder.
Tıbbi malpraktis, bir hekimin veya sağlık kuruluşunun, bilgi eksikliği, dikkatsizlik veya deneyimsizlik sebebiyle yanlış teşhis, hatalı tedavi veya yetersiz bakım hizmeti sunması sonucunda hastanın zarar görmesi durumunda ortaya çıkar. Bu zararın telafi edilmesi için açılan dava ise doktor hatası (malpraktis) tazminat davası olarak adlandırılır. Tıbbi malpraktis kavramı, Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda şu şekilde tanımlanmıştır:
Hastanın zarar görmesine bilgi eksikliği, dikkatsizlik veya deneyimsizlik gibi nedenlerle yol açılması, “hekimliğin kötü uygulaması” olarak değerlendirilir.
Tıbbi müdahaleler belli riskler barındırabilir ve bu nedenle, hasta onayı alınmadan gerçekleştirilemez. Örneğin, bir hastanın ameliyatı reddetmesine rağmen, bu reddedilmiş olmasına rağmen yalnızca doktor kararıyla ameliyat edilmesi mümkün değildir. Hekim tarafından gerçekleştirilen her türlü müdahale, tıbbi standartlara uygun olarak yapılmalıdır.
Tıbbi standartlar, her türlü tıbbi müdahalenin özenle gerçekleştirilmesi gerektiğini belirler. Standartlara uyulmaması durumunda ortaya çıkan kusurlar, tıbbi malpraktis olarak adlandırılır. Hekimler, tıbbi standartlara uygun hareket etmekle yükümlüdürler. Hasta hakkı olan yaşam ve sağlık hakkının korunması için, doktorların bu standartlara uyması gerekmektedir.
Tıbbi standartların belirlenmesi, ülkenin sağlık koşulları göz önünde bulundurularak yapılır. Ortalama bir hekimin göstereceği özen ve dikkat esas alınır. Bir doktordan olağanüstü bir dikkat ve özen beklenmez; ancak, ortalama bir doktordan beklenen düzeyde özen göstermesi beklenir.
Tıbbi malpraktis, tıbbi standartlara uyulmaması sonucu gerçekleşir. Doktorun tıbbi uygulamaları sırasında standartlara uygun davranmaması durumunda, tıbbi malpraktis meydana gelir. Doktorun hatalı uygulamalarından kaynaklanan sorumluluk, genellikle kusura dayalı genel sorumluluktur.
Doktorun sorumluluğu, deneyimli bir doktorun davranışlarıyla karşılaştırılarak belirlenir. Doktorun, olayların doğal seyrini ve kendi deneyimini dikkate alarak hastanın sağlığını koruması beklenir. Bu bağlamda, doktorun özen göstermesi gereken alanlar şunlardır:
Hastanın tedavisinde
Hastanın aydınlatılması ve anamnez alınması
Klinik organizasyon
Bu alanlarda yapılan hatalar, tıbbi uygulama hatası olarak adlandırılır ve doktor hatası tazminat davası açılabilir.
Konsültasyon gereken durumlarda konsültasyon yapılmaması veya gereği gibi yapılmaması, tıbbi malpraktise neden olabilir. Stabilizasyon sağlanmadan hastanın taburcu edilmesi veya başka bir yere sevk edilmesi de malpraktis olarak kabul edilebilir.
Yargıtay, acil bir tıbbi durumda hastanın stabilizasyonunun sağlanıncaya kadar, sosyal güvencesine bakılmaksızın acil servis görevlileri tarafından gerekli tıbbi hizmetlerin sunulması gerektiğini vurgulamıştır.
Doktor Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Görevli Mahkeme
Doktor hatalarına (malpraktis) ilişkin tazminat davalarında yetkili yargı organları şu şekildedir:
• Tıbbi malpraktis nedeniyle açılacak davalar, eser veya vekalet sözleşmelerinden kaynaklanıyorsa, bu davalara tüketici mahkemeleri bakar.
• Bağımsız çalışan doktorlar aleyhine tazminat talebiyle açılacak davalar da tüketici mahkemelerinin yetki alanındadır.
• Özel hastaneler, şirketler veya gerçek kişilerin işlettiği tıbbi kuruluşlar aleyhine tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak davalar da tüketici mahkemeleri tarafından görülür.
• Kamu hastanelerine, sağlık kuruluşlarına karşı tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak tazminat talepli davalar ise idare mahkemelerinin yetki alanına girer.
• Üniversite hastanelerinde yaşanan malpraktisler sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarına ise idare mahkemeleri bakar.
Doktor Hatası (Malpraktis) Tazminat Davası Yetkili Mahkeme
Doktor hatalarına (malpraktis) ilişkin davaların yetki kuralları şu şekildedir:
• Davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesi genel yetkiye sahiptir. Bu nedenle, doktor hataları sebebiyle açılacak tazminat talepli davaların tamamında davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Birden fazla davalı varsa, davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkili kabul edilir. Bu hususlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddelerinde düzenlenmiştir.
• Eser veya vekalet sözleşmelerinden kaynaklanan malpraktis davalarında yetkili mahkeme, sözleşmenin yerine getirileceği yerdeki mahkemedir.
• Tüketici mahkemeleri yetki alanına giren davalar, tüketici veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
• Haksız fiile dayalı malpraktis tazminat davaları ise genel yetkili mahkemede açılabileceği gibi haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi, zararın meydana geldiği yer mahkemesi veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.