Ceza Avukatı Anıt Hukuk
Anıt Hukuk
Quick Contact
           

Çalışma  Saatlerimiz / Pazartesi – Cumartesi / 08:00 – 18:00

Bize Ulaşın:  +90 532 692 49 52

Ankara merkezli ceza, ticaret, miras, boşanma ve kira hukuku alanında uzman avukat kadrosu

Son Hukuk Makaleleri

Hukuka aykırı deliller, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller anlamına gelir ve ceza yargılamasında bu tür delillerin kullanılması genellikle yasaktır. Türkiye'de hukuka aykırı delillerle ilgili düzenlemeler, başta Anayasa olmak üzere, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve diğer ilgili mevzuatlarda yer almaktadır. Hukuka Aykırı Deliller Ve Düzenlendiği Temel Kanunlar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde 38: "Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez." Bu madde, temel bir ilke olarak, hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılmasını engellemektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 206: Delillerin ileri sürülmesi sırasında, hukuka aykırı delillerin ortaya konulamayacağı düzenlenir. Madde 217: "Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş

İnfaz Erteleme bir suç işleyen kişinin, eylemi nedeniyle ceza alması ve bu cezanın belirli koşullar altında ertelenmesi mümkün olabilir. Hem kesinleşmiş cezanın ertelenmesi hem de infazın ertelenmesi durumları sıkça karşılaşılan konulardır. Bu yazıda, bu konuların detaylarına odaklanarak açıklamalarda bulunacağız. İnfaz Erteleme İnfaz Erteleme Şartları ve Süreçleri İnfaz Erteleme Türkiye'de, mahkumların belirli şartlar altında ceza infazlarının geçici olarak durdurulması anlamına gelir. Bu konu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde düzenlenmiştir. İnfaz ertelemesi, hem cezaların infazında toplumsal ve kişisel yararların gözetilmesi hem de mahkumların rehabilitasyonu açısından önemlidir. İnfaz Erteleme İnfaz Erteleme Süreçleri Sağlık Sebepleriyle İnfaz Ertelemesi: Hükümlünün Hastalığı: Hükümlünün cezaevinde kalmasının sağlık açısından

İhtiyaç sebebiyle Tahliye Türk Borçlar Kanunu'na (TBK) göre, kira sözleşmelerinde kiraya verenin bazı hakları ve kiracının bazı yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu kapsamda, kiraya verenin ihtiyaç sebebiyle kiracıyı tahliye etme hakkı da belirli koşullar altında düzenlenmiştir. İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Türk Borçlar Kanunu’nda İhtiyaç Sebebiyle Tahliye (Madde 350-351) Kiraya Verenin İhtiyacı (Madde 350/1): Kiraya veren, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi nedeniyle kiralananın boşaltılmasını talep edebilir. Bu durum kiraya verenin gerçek, samimi ve zorunlu ihtiyacı olmalıdır. Yeni Malikin İhtiyacı (Madde 351): Kiralanan taşınmazın yeni sahibi, taşınmazı satın aldıktan sonra kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun

Kast Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 21. maddesi, kastı ve kastın ceza sorumluluğundaki rolünü düzenlemektedir. Kast, suçun manevi unsurlarından biridir ve failin suç teşkil eden fiili bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi durumunu ifade eder. KAST TCK 21. Madde ve Kast Madde 21: Kast Kast: Suçun oluşması için kanunda tanımlanan fiilin kasten işlenmesi gerektiği hallerde, failin fiili bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi aranır. Kast, doğrudan kast ve olası kast olarak ikiye ayrılır. Doğrudan Kast: Fail, suçun kanuni tanımında yer alan unsurların tamamını bilerek ve bu unsurları gerçekleştirmeyi isteyerek hareket eder. Doğrudan kastta, failin amacı suçun tüm sonuçlarını gerçekleştirmektir. Olası Kast: Fail, suçun kanuni tanımında yer alan unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili gerçekleştirmişse olası

Ceza sorumluluğunun esasları, ceza hukukunun temel ilkeleri ve prensipleri çerçevesinde belirlenir. Bu esaslar, suç işleyen kişilerin hangi koşullar altında sorumlu tutulacaklarını ve hangi cezaların uygulanacağını belirler. Ceza sorumluluğunun esasları şu temel unsurlar etrafında şekillenir: Ceza sorumluluğunun esasları Ceza Sorumluluğunun Esasları Sırasıyla 1. Kanunilik İlkesi Tanımı: Bir fiilin suç sayılabilmesi ve ceza uygulanabilmesi için o fiilin kanunda açıkça suç olarak tanımlanmış olması gerekir. Bu ilke "suçta ve cezada kanunilik" olarak da bilinir. Önemi: Bu ilke, keyfi cezalandırmaları önler ve hukuk güvenliğini sağlar. 2. Kusur İlkesi Tanımı: Bir kişinin ceza sorumluluğunun doğması için, o kişinin kasten veya taksirle suç işlemiş olması gerekir. Kusur, failin iradesiyle gerçekleştirdiği bir davranışa yöneliktir. Önemi: