
AİLE KONUTU NEDİR ? TMK 194.
Aile konutu, evlilik birliği içerisinde ailenin birlikte yaşadığı ve aile hayatının merkezini oluşturan konuttur. Türk Medeni Kanunu (TMK) bu kavramı koruma altına alarak, aile konutuna özel bazı düzenlemeler getirmiştir. Aile konutunun korunması, aile bireylerinin barınma hakkının güvence altına alınması amacıyla büyük önem taşır.
Table of Contents

Aile Konutu ve Belirlenmesi
Aile konutunun belirlenmesi, konutun aile yaşamının sürdürüldüğü yer olmasıyla ilgilidir. Aile konutu, eşlerin birlikte yaşamını sürdürdüğü, günlük yaşantılarını devam ettirdikleri ve çocuklarıyla birlikte kaldıkları yerdir. Bu konut, TMK’nın 194. maddesi ile özel koruma altına alınmıştır.
Aile Konutu ve Ona Yönelik Açılabilecek Davalar
1. Aile Konutunun Belirlenmesi Davası:
- Amaç: Eşlerden birinin, konutun aile konutu olduğunu mahkeme kararıyla tespit ettirmek istemesi durumunda açılır.
- Yargı Yeri: Aile Mahkemesi.
- Özellik: Bu dava, aile konutunun hukuki statüsünün belirlenmesini sağlar. Mahkeme, konutun aile konutu olduğunu tespit ederse, bu konut üzerinde bazı tasarruf işlemleri sınırlanır.
2. Aile Konutuna Şerh Koyma Davası:
- Amaç: Aile konutu üzerinde, eşlerden birinin rızası olmadan tasarruf işlemlerinin yapılmasını engellemek için tapu kütüğüne aile konutu şerhi koyulması talebidir.
- Yargı Yeri: Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvuru veya Aile Mahkemesi.
- Özellik: Şerh koyulması, eşlerin rızası olmadan aile konutunun satılmasını, devredilmesini veya üzerinde ipotek tesis edilmesini engeller. Bu şerh, TMK’nın 194. maddesi gereğince uygulanır.
3. Aile Konutunun Satışının veya Kiralanmasının İptali Davası:
- Amaç: Eşlerden birinin rızası olmadan aile konutunun satılması veya kiralanması durumunda, yapılan işlemin iptali için açılan davadır.
- Yargı Yeri: Aile Mahkemesi.
- Özellik: Bu dava, TMK’nın 194. maddesi çerçevesinde açılır ve eşin rızası olmadan yapılan tasarruf işlemlerinin iptalini sağlar.
4. Eşin Rızasının Bulunmadığı Tasarrufların Geçersizliği Davası:
- Amaç: Aile konutu üzerinde eşin rızası olmadan yapılan hukuki işlemlerin geçersizliğini sağlamak amacıyla açılan davadır.
- Yargı Yeri: Aile Mahkemesi.
- Özellik: Eşin rızası olmadan yapılan işlemler, TMK’nın 194. maddesi uyarınca geçersiz sayılır. Bu davalar, aile konutunun korunmasını ve aile bireylerinin barınma hakkının güvence altına alınmasını sağlar.
5. Boşanma veya Ayrılık Davasında Aile Konutunun Tahsisi:
- Amaç: Boşanma veya ayrılık davası sürecinde, aile konutunun hangi eşe tahsis edileceğinin belirlenmesi için açılan davadır.
- Yargı Yeri: Aile Mahkemesi.
- Özellik: Mahkeme, boşanma veya ayrılık davası sürecinde, çocukların ve eşlerin menfaatlerini gözeterek, aile konutunun tahsisini belirler. Bu tahsis, genellikle çocukların velayetini alan eş lehine yapılır.

Aile Konutu Özetle
Aile konutu, aile bireylerinin birlikte yaşadığı, aile hayatının sürdürüldüğü yerdir ve Türk Medeni Kanunu ile özel olarak koruma altına alınmıştır. Aile konutuna yönelik açılabilecek davalar, aile konutunun belirlenmesi, şerh koyulması, rıza olmadan yapılan işlemlerin iptali ve boşanma veya ayrılık durumunda konutun tahsisi gibi konuları kapsar. Bu davalar, aile bireylerinin barınma hakkının korunması ve aile birliğinin güvence altına alınması açısından büyük önem taşır. Aile konutuyla ilgili hukuki süreçlerde, uzman bir avukattan destek almak, hakların etkin bir şekilde korunmasını sağlayacaktır.
Aile Konutu Kavramı “Aile konutu” terimi, 1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ile Türk hukukuna dahil edilmiştir. Türk aile yapısında, diğer ülkelerden daha fazla öneme sahip olan aile konutu,
TMK’nın açıklamasında da belirtildiği gibi; ailenin bir arada yaşadığı, eşlerin tüm yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, aile bireylerinin yaşamlarını sürdürdüğü, çeşitli deneyimlere sahip olduğu, düzenli olarak ikamet ettiği bir alandır. Aile konutunun varlığından bahsedebilmek için, öncelikle resmi bir evlilik birliği içinde bulunan bir aile olmalıdır. Bu aile, birlikte yaşadığı bir mekânda, yani konutta yaşamalıdır. Aile konutu statüsü için, eşlerin konutun mülkiyetinde ortak olmaları zorunlu değildir; kira sözleşmesiyle sağlanan konutlar da aile konutu olarak kabul edilebilir. Evlilik, ölüm, boşanma veya evliliğin iptali gibi sebeplerle sona erdiğinde, aile konutu niteliği de sona erer. Ancak boşanma sonrası mal rejimi tasfiyesi sırasında ve ölen eşin mirasının paylaşılmasında, sağ kalan eşe aile konutuna ilişkin haklar tanınmaktadır.
EŞLERİN AİLE KONUTU ÜZERİNDEKİ HAKLARI VE AÇABİLECEĞİ DAVALAR NELERDİR ?
Aile Konutunun Eşlere ve Aileye Sağladığı Haklar ve Korumalar Aile konutu, eşlerin ortak yaşamlarının en önemli varlıklarından biridir. Konutla olan bağlılıkları hukuki olarak koruma altına alınmıştır. Sadece bir eşin mülkiyetinde olsa bile, aile bireyleri tarafından birlikte kullanılır. Bu nedenle, aile konutu eşlere ve diğer aile bireylerine çeşitli haklar ve korumalar sağlar.
Bu haklar şunları içerir: Bir eş, diğer eşin açıkça rızası olmadan aile konutunu başkalarına devredemez, üzerinde haklar tesis edemez (ipotek, rehin gibi), kira sözleşmesi yapamaz veya sonlandıramaz. Aile konutu sahibi olmayan eş, tapu kütüğüne aile konutu kaydı eklemek için tapu müdürlüğüne başvurabilir. Aile konutu kiralanmışsa, kira sözleşmesinin tarafı olmayan eş, kira sözleşmesine dahil olabilir ve eşler kira sözleşmesinden birlikte ve tamamen sorumludur. Ayrıca, bir eş öldükten sonra, sağ kalan eşe aile konutu üzerinde kullanma veya mülkiyet hakkı tanınabilir. Boşanma sonrasında, aile konutunda kimin kalacağına eşler karar verebilir ve hâkim, anlaşmazlık halinde aile konutunu bir eşe tahsis edebilir. Hâkim, belirlediği süreler sona ermeden önce aile konutunda kalan eşin durumunu yeniden gözden geçirebilir.
Aile Konutuna Yönelik Açılabilecek Davalar
a. Aile Konutu Tespiti Davası: Eşler arasında, oturulan konutun aile konutu olup olmadığı konusunda anlaşmazlık olduğunda, aile mahkemesinden bir hakimden bu durumun tespit edilmesini isteyen dava açılabilir. Bu davanın açılabilmesi için, TMK’nın ilgili maddesine göre dava açan eşin hukuki bir yararı olmalıdır. Eğer bir eş ölmüşse, dava açacak olan eş, mirasçılara karşı dava açabilir.
b. Aile Konutu İçin Açık Rıza Konusunda Hâkimin Müdahalesi Davası: Bir eş, diğer eşin açık rızasını alamadığı durumlarda veya rızanın kötüye kullanıldığı durumlarda, aile konutu üzerinde ipotek tesis etme, kiraya verme gibi işlemler için aile mahkemesi hâkiminden müdahale isteyebilir. Bu müdahale isteği, eşler arasında isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkabilir. Ayrıca, kira sözleşmesinin sona erdirilmesi durumunda, açık rıza alınamıyorsa veya haklı bir sebep olmaksızın rıza verilmiyorsa, hâkimden karar istenebilir.
c. Aile Konutunun Devrinin İptali Davası: TMK’nın ilgili maddesine göre, bir eşin diğer eşin açık rızası olmadan aile konutunu devretmesi geçerli değildir. Bu durumda, devri gerçekleştiren eşe karşı dava açılabilir ve hâkimden devrin iptaline karar verilmesi istenebilir. Evlilik birliği devam ediyorsa, hâkim devrin iptaline karar verebilir.
d. Aile Konutu Üzerindeki Hakların Sınırlanmasının İptali Davası: Aile konutunun maliki olan bir eş, diğer eşin açık rızası olmadan aile konutu üzerinde haklarını sınırlayamaz. Ancak bu kurala rağmen bir eş bu hakları sınırlarsa, diğer eş bu işlemin iptali için dava açabilir. Evlilik birliği devam ediyorsa, hâkim işlemin iptaline karar verebilir.
e. Aile Konutuyla İlgili Kira Sözleşmesinin Feshinin İptali Davası: TMK ve TBK’nın ilgili hükümlerine göre, bir eş diğer eşin açık rızası olmadan aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini sonlandıramaz veya değiştiremez. Ancak bu kurala rağmen bir eş bu işlemi yaparsa, diğer eş bu işlemin iptali için dava açabilir. Evlilik birliği devam ediyorsa, hâkim işlemin iptaline karar verebilir.
e. Aile Konutu Şerhinin (Kaydın) Konulması Davası: TMK’nın ilgili hükmüne göre, bir eşin mülkiyetinde olan aile konutu için diğer eş, tapu kaydına aile konutu şerhinin konulmasını talep edebilir. Bu dava, eşler arasında aile konutu olduğu konusunda anlaşmazlık olduğunda veya Tapu Sicil Müdürlüğünün işlemi yapmadığı durumlarda açılabilir. Tapu Müdürlüğünün işlemi yapmadığının belgelenmesi gereklidir.
f. Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Davası: Aile konutu şerhinin kaldırılması, evlilik birliği devam ederken veya sona erdikten sonra istenebilir. Evlilik birliği devam ederken, konutun aile konutu olmaktan çıkması gereklidir. Yasal olarak evlilik sona erdiğinde, evlilik birliğinin sonlanmasıyla birlikte konutun aile konutu statüsünü kaybetmesi gerekmektedir.Şerhin konulması aşamasında geçerli olan hükümler kaldırılma sürecinde de uygulanır.
g. Aile Konutunun Muvazaalı Devrinin İptali Davası: Aile konutunun gerçekte satılmadan satılıyormuş gibi gösterilerek elden çıkarılması durumunda, bu muvazaalı devir olarak adlandırılır. Aile konutunun maliki olmayan eş, bu durumda dava açabilir ve muvazaalı devrin iptalini talep edebilir. Eşlerin boşanmamış olması, bu tür davaların incelenmesine engel teşkil etmez.
ğ. Aile Konutuna El Atmanın Önlenmesi Davası: TMK’nın ilgili hükmü çerçevesinde düzenlenen el atmanın önlenmesi davası, bir konutun aile konutu olduğunu ileri sürerek de açılabilir. Eşler, aile konutu üzerindeki mülkiyet haklarına yönelik haksız bir saldırıyı engellemek için bu dava yoluyla haklarını koruyabilirler.
Anayasamızda belirtildiği gibi, aile Türk toplumunun temelini oluşturur ve eşler arasında eşitlik ilkesine dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle annenin ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu nedenle, devlet ailenin korunması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmış ve aile konutunun korunmasına yönelik tedbirler almıştır.