
İdari Yargıda İptal Davaları, İYUK 2577
İdari yargı, kamu gücünü kullanan idarenin işlem ve eylemlerini hukuka uygunluk açısından denetleyen yargı koludur. Anayasa’nın 125. maddesi gereğince idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir ve bu denetim, hukuk devleti ilkesinin en önemli güvencelerinden birini oluşturur. İdari yargı, bireylerin idare karşısında haklarını korumak, keyfi uygulamaları önlemek ve kamu yararı ile bireysel haklar arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla faaliyet gösterir. İdare mahkemeleri, vergi mahkemeleri ve Danıştay, idari yargının temel organlarını oluşturur.
Table of Contents
1. Giriş
İdare hukukunun en önemli denetim araçlarından biri olan iptal davaları, kamu gücünü kullanan idarenin işlemlerinin hukuka uygunluğunu yargısal denetime tabi tutar. Anayasa’da yer alan hukuk devleti ilkesi, idarenin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğunu açıkça düzenlemiştir (m. 125). Bu ilkenin doğal sonucu olarak, idari yargı mercileri, hukuka aykırı idari işlemleri iptal ederek hem bireylerin haklarını korur hem de idarenin hukuka uygun hareket etmesini sağlar.
Günümüzde idarenin karar alma yetkisi oldukça geniştir. Ancak bu yetkinin sınırlandırılması, keyfi uygulamaların önlenmesi ve bireylerin temel haklarının güvence altına alınması için iptal davası mekanizması hayati bir role sahiptir. Özellikle kamu yararı ile bireysel çıkar arasındaki hassas denge, bu davaların önemini artırmaktadır.
2. İdari Yargının Temel Kavramları
İdari yargı, idarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ile görevlidir. Türkiye’de idari yargı üç ana kademeden oluşur:
- İlk Derece Mahkemeleri: İdare mahkemeleri, vergi mahkemeleri.
- Bölge İdare Mahkemeleri: İstinaf mercii.
- Danıştay: Temyiz mercii ve bazı davalarda ilk derece mahkemesi.
İdari yargının en temel dava türleri ise:
- İptal Davaları
- Tam Yargı Davaları
- İdari Sözleşmelerden Kaynaklanan Davalar
Bu üç dava türünden iptal davası, idarenin tek taraflı işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemeye yöneliktir.
3. İptal Davasının Tanımı ve Hukuki Dayanakları
İptal davası, hukuka aykırı olduğu iddia edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlemin iptal edilmesi amacıyla açılan davadır.
Hukuki dayanağı, Anayasa’nın 125. maddesi ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) m. 2/1-a hükmüdür.
İYUK m. 2/1-a’ya göre:
“İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davalarıdır.”
Bu tanımdan yola çıkarak iptal davasının beş hukuka uygunluk unsuru üzerinden incelendiğini görüyoruz:
- Yetki
- Şekil
- Sebep
- Konu
- Maksat

4. İptal Davasının Konusu
İptal davasına konu olabilecek idari işlemler, bazı özelliklere sahip olmalıdır:
- İşlemin İdari İşlem Niteliğinde Olması
İdari makamlar tarafından kamu gücüne dayanılarak tek taraflı olarak tesis edilen işlemler. - Kesin ve Yürütülmesi Zorunlu Olması
Hazırlık işlemleri iptal davasına konu edilemez. İşlem, hukuki sonuç doğuran nihai işlem olmalıdır. - Hukuka Aykırılık İddiası
Yukarıda belirtilen unsurlardan birinde hukuka aykırılık bulunmalıdır.
Örneğin; bir memurun disiplin cezası alması, imar planının onaylanması, ruhsat iptali gibi işlemler iptal davasına konu olabilir.
5. İptal Davasında Ehliyet (Menfaat İhlali Şartı)
İYUK m. 2’de “menfaat ihlali” şartı getirilmiştir.
Bu, herkesin keyfi şekilde iptal davası açmasını engeller.
Menfaat, dava açanın idari işlemden doğrudan ve kişisel olarak etkilenmesini ifade eder.
- Doğrudan: İşlemin kişinin hukuki durumunu etkilemesi.
- Kişisel: Genel kamu yararından farklı olarak, şahsa özel bir etki yaratması.
- Meşru: Hukuk düzenince korunmaya değer olması.
Örneğin; bir belediyenin imar planında komşu parselin yapılaşma koşullarını değiştiren bir işlem, o parselin yanında oturan kişinin manzara, ışık alma gibi haklarını etkiliyorsa, kişi iptal davası açabilir.
6. İptal Davasında Süreler
İptal davası, kesin süreler içinde açılmalıdır. Süreler hak düşürücüdür.
- Genel süre: 60 gün (İYUK m. 7)
İdare mahkemeleri ve Danıştay nezdinde. - Vergi davaları: 30 gün.
- Bazı özel kanunlarda farklı süreler düzenlenmiş olabilir.
Süre, işlemin tebliğinden, ilanından veya öğrenilmesinden itibaren başlar.

7. İptal Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli mahkeme, işlemin niteliğine göre belirlenir:
- Genel idari işlemler için idare mahkemeleri,
- Vergi uyuşmazlıkları için vergi mahkemeleri,
- Bazı yüksek yargı organı kararları için Danıştay ilk derece mahkemesi olarak görev yapar.
Yetkili mahkeme, işlemi tesis eden idari merciin bulunduğu yer mahkemesidir.
8. İptal Davasında Usul ve Yargılama Süreci
Yargılama süreci şu adımlardan oluşur:
- Dava Dilekçesi
İYUK m. 3’te belirtilen unsurları içermeli: Davacı bilgileri, davalı idare, dava konusu işlem, iptal sebepleri, deliller vb. - Davalı İdarenin Savunması
İdare, işlemin hukuka uygunluğunu savunur. - Delillerin Toplanması
Mahkeme, re’sen araştırma ilkesi gereği gerekli bilgi ve belgeleri toplar. - Raportör ve Tetkik Hakimi İncelemesi
Mahkeme karar öncesi rapor alabilir. - Karar
- İptal: İşlemin hukuka aykırı olduğuna karar verilirse.
- Red: Hukuka uygun bulunursa.
- Usulden Ret: Süre aşımı, ehliyet yokluğu vb. durumlarda.
9. İptal Davasının Sonuçları
İptal kararı, geriye etkili sonuç doğurur.
İşlem baştan itibaren hukuka aykırı sayılır ve ortadan kalkar.
- Objektif Etki: İptal kararı, yalnız davacıyı değil, herkes için hukuki sonuç doğurur.
- İdarenin Uygulama Yükümlülüğü: Karar üzerine idare, hukuka aykırı işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmalıdır.
- Tam Yargı Davası Açma Hakkı: İptal kararından doğan zararlar için ayrıca tazminat davası açılabilir.
10. İptal Davasının Diğer Dava Türleri ile Farkları
- Tam Yargı Davası: Zararın tazminini amaçlar.
- İdari Sözleşme Davaları: İdare ile yapılan sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkları konu alır.
- İptal Davası ise yalnızca idari işlemin hukuka uygunluğunu denetler, doğrudan tazminata hükmetmez.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları, idarî dava türleri arasında sayılmıştır.
İdari işlem; idarenin, hukuk âleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıklaması olup, bir tasarruf veya kararın idari işlem sayılabilmesi için, idari makamca verilmiş olması ve idarenin, idare hukuku alanında gördüğü idari faaliyete ilişkin olması gerekmektedir.
İdari makamların, idari faaliyetin görülmesi sırasında kullandıkları kamu gücü ise, söz konusu makamlara, bireyler ile girdikleri ilişkilerde, onların iradesinden bağımsız bir şekilde, hatta karşıt iradelerine rağmen, tek yanlı olarak hukuki sonuçlar ve etkiler yaratabilecek işlemler yapabilme yetki ve yeteneği tanıdığından, kamu gücünün kullanılmasından doğan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde görülmesi gerektiği açıktır.
Başka bir ifadeyle, bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu idarî işlemlere karşı açılacak davalarda, idarî yargı yerinin görevli olacağı hususunda kuşku bulunmamaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a bendinde; idarenin kamu gücü kullanarak tek taraflı iradeyle tesis ettiği kesin ve yürütülebilir idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı oldukları iddiasıyla, menfaati ihlal edilenler tarafından, idari yargı mercilerinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen ölçütlere göre, kamu gücü kullanılarak tesis edilen işlemler bakımından işlemi tesis eden kuruluşun; özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş olması ya da yönetilmesi, tesis edilen işlemin “idarî” niteliğini değiştirmediği gibi, bu işlemlerin iptali için açılacak davaların da idari yargı mercilerinin görev alanına girdiği kuşkusuzdur. Danıştay Kararı – İDDK., E. 2024/2051 K. 2025/125 T. 29.1.2025
11. Sonuç ve Değerlendirme
İptal davaları, hukuk devletinin vazgeçilmez bir unsuru olarak, idarenin keyfi uygulamalarını engelleyen ve bireylerin temel haklarını koruyan önemli bir yargı yoludur.
Bu davalar sayesinde idare, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarında hukuka uygun davranmak zorundadır.
Ancak vatandaşların bu haklarını etkin biçimde kullanabilmeleri için:
- Süreleri kaçırmamaları,
- Menfaat ihlali şartını sağlamaları,
- Delillerini eksiksiz sunmaları,
gerekmektedir.
İptal davalarının yalnızca bireyler açısından değil, idare açısından da önemi büyüktür. Zira hukuka aykırı işlemlerin iptali, idarenin kendi hatalarını görmesini ve kamu yararına daha uygun politikalar geliştirmesini sağlar.